Bilgi kuramı iki temel soruya cevap aramaktadır. Bunlardan ilki “Doğru bilgi gerçekten var mıdır?” diğeri ise “Genel geçer bilgi doğru bilgi midir?” Bu sorulara cevap arayanlar ise en genel biçimde iki kategori biçiminde incelenir;
1- “Doğru Bilginin İmkânsızlığı” konusunda aynı fikirde olan
filozoflar (düşünürler)
2-”Doğru bilginin mümkündür” konusunda aynı fikirde olan
filozoflar (düşünürler)
Şimdi bu kategorileri inceleyelim;
Doğru Bilginin İmkânsızlığı (Septisizm)
Doğru bilginin imkânsız olduğunu savunan filozoflara SEPTİK
(Şüpheli) bu düşünce akımına ise Septisizm (şüphecilik) denir.
Septisizm Doğmatizm yani “Kesin bilgilere ulaşılabilir”
akımına karşı oluşmuş bir düşünce akımıdır.
Doğmatizme karşı ilk tepki; Septisizmin öncüleri olan Sofistlerden
gelmiştir. Yunanistan’da “Gezgin Öğretmenler” olarak bililnen bu düşüncelere
göre ” Genel geçerli değişmez hakikatlar
yoktur.” Sofistlerin en ünlüleri Protagoras ve Gorgias’a göre: ” Gerçek yoktur,
Eğer var olasydı bilinemezdi, bilinseydi bile, başkasına bildirilemezdi.
Piron ve öğrencisi Timon Sofistlere karşı savunulan
şüpheciliğin katkısıyla sistemli bir deneye dayalı düşünce akımının
temsilcileri olmuşlardır. Piron’a göre insan varlık ve onun bilgisi hakkında
düşünmemelidir. İnsan mutluluğa ancak bu şekilde ulaşabilir.
Parmenides “gerçek” in bilgisine duyularla, deneyle
ulaşılamayacağını savunur ve asıl gerçek olan tek şey varsa insanın kendisidir.
Demokritos da duyulurla elde edilen bilgilere güven duymamış ve bununla birlikte
renklere görmek acıyı tatmak birer duyu yanılgısıdır demiştir. Varlığın
değişmez temelinin “ATOM” olduğunu dile getirmiştir.
Kuşkuculuk (Septizism): Rönesans akımından sonra doğa
bilimlerinin gelişmesi sonucu 17. yüzyılda Dekart genel geçer bilgiye ulaşmak
için kuşkulu olmak gerektiğini savunmuştur.
Doğru Bilginin İmkânı (Dogmatizm)
Düşüncenin doğuşu ile birlikte Rasyonalizm, Ampirizm,
Kritisizm, Entüisyonizm, Pozitivizm, Analitik Felsefe, Pragmatizm ve
Fenomenoloji gibi düşünce akımları doğru bilginin olabileceğini savunmuşlardır.
Rasyonalizm (Akılcılık)
Rasyonalist filozoflara göre genel bilgi kavramı vardır ve
bilginin kaynağı akıldır. Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi, Descartes,
Leibnis ve Hegel rasyonalist filozoflara örnek gösterilebilir.
Sokrates’in görüşleri
Sofistlerin felsefesinden etkilenen Sokrates, insan
bilgisinin doğuştan geldiği düşüncesini savunmaktadır. Bunu kanıtlamak amacıyla
hiç matematik bilmeyen köleye konuşma esasına dayanan DİLEKTİK sanatını
kullanıp geometri problemini çözdürür.
Platon (Eflatun) ‘un görüşleri
Platon’un düşüncesine göre ise iki türlü evren vardır.
Bunlardan ilki idealar (gerçekler) diğeri ise duyular (görünüşlerdir)dır.
Birinci idealar evren görünüşüne göre evreni akıl ve duyularla kavrarız. Gerçek
evrenin gölgesi, görüntüsü ve yansımasıdır.
Aristoteles’in görüşleri
Aristoteles Platon’un öğrencisidir. Fakat bu konuda hocasına
katılmamaktadır. Aristoteles’e göre evren idealar bilgisine göre değil mantığa
göre işler. Aristoteles ayrıca tümdengelim (dedüksiyon) esasına dayanarak bir
çıkarım açıklamıştır.
Farabi’nin görüşleri
İslam felsefesinin kurucusu olan Farabi, Platon’un
görüşlerinden etkilenmiştir. Fakat
Aristoteles’in geleneğine bağlı kalarak ortaya üç tür bilgi olduğu konusunda
bir düşünce akımı geliştirmiştir.
1 – İlk bilgiler : Doğruluğu herkes tarafından kabul gören,
diğer tür bilgilere ulaşmak için referans kabul edilen bilgilerdir.
2 – Duyulara ve mantıksal çıkarım bilgileri: Doğruluğundan
kesin olarak emin olunamayan bilgilerdir.
3- Tasdiki bilgiler: Doğrulukları deneyle kanıtlanmış “akla”
dayalı bilgilerdir.
Descartes(Dekart)’ın görüşleri
Yeniçağda rasyonalizmin kurucusudur. Descartes aynı zamanda
ünlü bir matematikçidir. Bu nedenle düşünce sisteminin temelini matematiğin
temeli üzerine oturtmuştur. Descartes bilginin her türlüsüne ulaşılabileceğini
ve “Var olmasaydık şüphe edemezdik”, “Şüphe etmek düşünmektir”, ” Düşünmek ise
var olmayı gerektirir” görüşlerini savunmaktadır. Ünlü “Düşünüyorum öyleyse
varım.” sözü Descartes’e aitdir.
Hegel’in görüşleri
Hegel der ki: “İnsan düşüncesini ve bilinçsiz doğayı idar
eder fakat asıl olan Akıldır.” Düşünmek ise
araştırılan ve bilgisini elde etmek istenen ” nesnenin özgünü bilmek ”
faaliyetidir.
Empirizm (Deneycilik)
Genel geçerli bilginin varlığın kabul eden ve bu bilginin
kaynağınn deney olduğunu ileri süren felsefi sisteme Epirizm yani Deneycilik
denir. Bu görüşü savunan kişiler John
Locke, David Hume, Herbert Spencer’dir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederim