Gyges m.ö. 680-652
Ardys m.ö. 652-625
Sadyattes m.ö. 625-610
Alyattes m.ö. 610-575
Kroisos m.ö. 575-546
Lidya’nın parlamasının nedeni bölgede bulunan altın
madenleriydi. Bu madenin m.ö. 7. Yüzyılın başından beri sardes’te işletilmeye
başlaması lidya’lıları zenginleştirmiş ve güçlendirmişti. Lidya’nın anadolu’daki
uygarlığa katkısı daha çok ekonomi dalında olmuştur. Altın sikkeler basarak
ticaretteki değiş-tokuş usulünü değer ekonomisine çevirmişlerdir.
Lidya tarihinin bazı dönemlerinde frigleri de yıkan
kimmerlerin saldırısına uğradı ve sardes kenti kimmerlerle birlikte yine göçebe
bir topluluk olan trerler tarafından da yağmalandı. Ayrıca medler ve perslerle
de çeşitli kez savaşlar yapmışlardır. M.ö. 28 mayıs 58 5 günü medlerle yapılan
savaş sırasında güneş tutulması meydana gelmiş ve savaş böylece sona ermiştir.
Lidya devletine son veren pers kralı kyros olmuştur.
Lidya soyluları ölülerini, friglerdeki gibi tümülüslere
gömüyorlardı. Bu tümülüsler sardes’in kuzeyinde marmara gölü kıyısında yer
alırlar. Bunlardan 355 m .
Çapında ve 61 m .
Yüksekliğindeki tümülüs anadolu’daki en yüksek yığma mezar örneğidir. Çok
zengin olan anadolu mozayiğinde sözü edilmesi gereken ve bugün de izlerine
rastladığımız başka uygarlıklarda vardır.
Demir çağında incelenmesi gerekenler arasında karia ve
lykia uygarlıklarını sayabiliriz. Hint-avrupa ailesinden olan dilleri hitit
öncesi ögeler taşımaktadır. Karialıların daha önceleri batı anadolu’da
yerleşmiş oldukları bilinen leleglerden, lykia’lıların ise luvilerden
geldikleri sanılmaktadır. Lykia uygarlığının en özgün örnekleri arasında
kayalara oyulmuş anıtlar yer almaktadır.
Lidya devletinin m.ö. 546 yılında son bulmasıyla iranlılar
ege denizi kıyılarına kadar tüm anadolu’yu ellerine geçirdiler. Pers egemenliği
m.ö. 333 yılına değin sürdü. Bu dönemden sonra yerli kültür gelişiminin yerini
batıdan gelen yeni etkiler ve bunun sonucunda ortaya çıkan bir kültür almaya
başladı.
Lidya tarihi
Kökenleri konusunda kesin birşey söylenilemeyen lidyalılar’ın
oturdukları yerlere mö 2. Bin yıldan önce geldikleri bilim adamlarının ortak
görüşüdür. Dilleri nedeniyle hint-avrupa kökenli oldukları düşünülmektedir.
Sonraları lidce konuşan bu halk kütlesinin mö 2000 ya da daha erken bir tarihte
hititler’den ayrıldığı sanılır. Buna karşılık lidya’da hiç olmazsa kalkolitik
çağdan başlayarak yerli bir halk kitlesinin oturduğu kesindir.
Lidyalı’lar yerli halkla kaynaşmış gibidir. Herodotos’tan
öğreniyoruz ki “yunanlıların lidya diye bildikleri ülkede eskiden ,maionlar
adında, lidlerden farklı, ama onlara tümüyle yabancı olmayan başka bir halk
yaşardı. Lidler, maionları yenip topraklarını alınca onlar da ya denizi geçip
batıya kaçtılar ya da kalıp yenenlere boyun eğdiler”.
Mö 7.yy’ın ilk yarısı içinde birdenbire parlayan lidya
krallığı, önasya dünyasının en ilginç kültürlerinden biridir. Bu krallık ne tam
anlamıyla doğulu, ne de tam anlamıyla batılı devletlere benzer; her iki bloğun
siyasal ve kültürel etkilerinden oluşmuş yeni bir anadolu krallığıdır.
Kaynaklara göre lidya’da üç ayrı sülale hüküm sürmüştür: atyadlar,
heraklidler(tylonidler) ve mermnadlar.
Herodotos’a göre atyadlar sülalesi atys’in oğlu lydos ile
başlar fakat lydos’tan sonra kralların sıraları ve hatta adları bile kesin
değildir. Bu da 2.bin yılın ikinci yarısı içinde yaşanmış olması gereken atyad
sülalesi krallarının gerçekte var olmadığı, tüm eski çağ toplumlarındaki gibi,
lidyalılar’ın çok eski bir geçmişe sahip olma istedikleri sonucunda ortaya
çıktığı fikrinin oluşmasına neden olmuştur. Ama bu hanedana ait bir kral adı ‘meles’
hitit kayıtlarında geçmektedir.
Sardes’te yapılan kazılar son tunç çağı’nda (mö 1400-1200)
lidyalılar’ın, yunanistan’dan gelip batı anadolu’ya yerleşen mikenlerle ticaret
yaptıklarını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca hitit arşivlerine göre hitit imparatoru
tudhaliya ıv (mö 1250-1220) “assuwa konfederasyonu” adıyla birleşerek kendine
karşı gelen bir takım devletlere sefer yapmış, bu ülkeleri yıkıma uğratmıştır. Nitekim
arkeolojik kazılar 2.bin yılın sonlarında bir düşman güç tarafından yakılıp
yıkıldığını göstermiştir.
Atyadlar’ı izleyen heraklidler sülalesi lidya’da 505 yıl
egemen olmuştur. Başlangıcı mö 1192 yıllarına uzanır. Bu tarih yeni hint-avrupa
kabilelerinin boğazlar yoluyla anadolu’ya göç ettikleri ve büyük hitit
impartorluğu’nun ortadan kalktığı yıllardır. Bu sülaleye grekler’ce tanrı
herakles’le ilişkiye getirelerek “heraklidler”, lidyalılarca kahramanları tylos
ya da tylon’un adından “tylonidler” adı verilmiştir. Tylon’un batı anadolu’ya
yeni gelen hint-avrupa’lı thraklar’ın bir boyunca getirilmiş olması olasıdır.
Heraklidlerin daha önce bahsettiğimiz maionlar’a eşitliği
ve demir çağı’nın başlarında sardes’e “hyde”, ülkeye de “maionia” adını
verdikleri öne sürülmüştür. Çünkü son heraklid kralı kandavles’in adının
maionca olduğu kabul edilmektedir. Ayrıca mö 1000 yıllarında maionia denilen
lidya’ da çanak-çömlekçilikte yeni bir boyalı geometrik biçim meydana gelmiştir
ve bu demir çağ lidyasında yüksek bir kültür ve artistik faaliyet olduğunun
kanıtıdır.
Daha sonra mermnadlar denen hanedanın ilk kralı gyges’in
mö 685 yılında lidya tahtına çıkışıyla ilgili oldukça heyecanlı asıl öykü
başlar. Karısının güzelliğine hayranlığını kanıtlama derdindeki kandavles’in
kuşkulu dostu gyges’e yatmaya hazırlanan karısını gizlice seyrettirmesi ve çok
kızan kraliçe’nin kocasını öldürsün diye gyges’ı gizliden gizliye zorlamasıyla
gyges kandavles’i öldürür ve kraliçeyle evlenerek tahta geçer. Böylece 141 yıl
sürecek olan mermnad egemenliği başlar.
Lidyalılar eski önasya’ da birinci derecede önem
kazandılar ve özgün eserler yarattılar. (mö 587-546) sırayla gyges, ardys, sadyattes,
alyattes ve kroisos lidya devletini yönettiler. Bu dönemde lidya’nın
zenginleşmesi ve güçlenmesi de altın madeninin bulunması, işlenmesi ve
ticaretin yapılması çok önemli bir faktördür. Bu saydığımız kralların ilk
adımda, güç politikasının silahı olarak ekonomik kaynakları kullandıkları
sanılır. İlk sikkelerin ortaya çıkışının asker ücretlerinin ödenmesiyle ilgili
olduğu bile düşünebilir.
Gyges tarihe geçince yunan kentlerine karşı askeri
girişimlerde bulundu ve kuzeyden gelen kimmer tehlikesiyle uğraştı. Ve onları
yenilgiye uğrattı. Fakat ikinci kimmer saldırısına dayanamayacak sardes’in
yıkımıyla sonuçlanan savaşta öldü. Bu dönemde yunanistan’la ticaret ilişkileri
çok gelişmiştir.
Gyges’ten sonra gelen krallar döneminde de kimmer akınları
devam etti. Fakat bunlara karşı lidya devleti çok iyi direndi ve bu da
ekonomisinin ne denli güçlü olduğunu gösterir. Yine gyges’ten sonra gelen
krallar yunan kent devletlerine saldırılar düzenlediler. Alyattes lidya
tarihinin en büyük kişisi ve mermnad hanedanının en etkin kralıdır. Batı and
kıyılarını ele geçirdi ve batı and’ın kuzey kısmını elinde bulunduran
kimmerleri kızılırmak’ın ötesine sürdü ve bu sayede lidya krallığı’nın gücü
yeni boyutlara ulaştı.
Kuzeyli barbarlardan zara görüp zayıflayan phrygia lidya’ya
bağlandı.bu dönemin önemli olaylarından biri de nedeni pek bilinmeyen lidya-med
savaşıdır. Sonuçta kızılırmak her iki devlet arasına sınır kabul edildi.
Alyattes lidyalılar’la grekler arasındaki ilişkilere çok değer verdi; miletos’ta
iki tapınak inşa ettirdi; delphi’deki kehanet merkezine armağanlar yolladı;
korint tiranı periandros ile dostluk ilişkileri kurdu. Bu kraldan itibaren grek
etkisi açık bir şekilde görülmeye başlar, hellenleşme bunu izleyen dönemlerde
büyük bir hız gösterir.
Mö 560 yılında oğlu kroisos başa geçti ve babasından
devraldığı güçlü ve zengin devlet sayesinde ününü tüm eski çağ dünyasına
duyurdu. İçerdeki taht kavgasını sona erdirdikten sonra ephesos’a yöneldi ve
tüm grek kentlerine egemen oldu. Ephesos’taki artemis tapınağını tekrardan inşa
ettirdi. Kroisos döneminde lidya devleti zenginliğinin ve kültürel gelişiminin
doruğuna ulaştı. Dillere destan zenginliği kaynağını bağlı bölgelerden alınan
haraçlar, ticari gelirler ve ülkenin doğal zenginliklerinden alıyordu.
Mö 6.yy’ın ortalarında beliren pers tehlikesini gören ve
önlemler alan kroisos sardes yakınlarına gelen pers ordusuyla karşılaştı ve
yenildi. Sonuçta iranlılar tüm anadolu’ya hakim oldular ve lidya devleti tarih
sahnesinden silindi.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederim