Melatonin denilen hormon beyinde ve sadece 23.00 ile 05.00 saatleri
arasında salgılanan bir hormondur.
Hormonun, temel görevi; vücudun biyolojik saatini koruyup, ritmini ayarlamak.
Jetlag denilen hadisenin sebebi de bu hormon.
Hormon diğer antioksidan tesirlerini de güçlendiriyor, kanserli hücrelere karsı koruma sağlıyor, üreme sistemiyle bağlantısından tutun da yorgunluk, isteksizlik gibi durumların nedenlerini de oluşturabiliyor.
Su anda bu hormon yaşlanmayı geciktirici etkisinden dolayı da
üzerinde önemle durulan bir hormon. İşin can alıcı noktalarından birisi
hormonun çocuklar üzerindeki tesiridir.
Avrupa da lösemili ve kanserli çocuk sayılarının artmasından ötürü yapılan araştırmalar sonucunda ailelerden istenen bir husus da çocukların
kesinlikle karanlık ortamlarda yatırılmaları.
Çünkü melatoninin güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor.
Ancak, bu hormon ışığa duyarlı.
Deneylerde uyuyan kişinin hormon salgısı izlenirken ışığın açıldığında hormonun azaldığı, karanlıkta yoğun olarak salgılandığı tespit edilmiş
Bilimsel bir gerçek.
Gençlerin gece erken uyumakta, okula gitmek için uyanmakta zorlanmasının nedeninin ergenlik dönemindeki hormon değişikliği...
Birçok gencin ergenlik döneminde “biyolojik saatinde” farklılıklar oluştuğunu belirten Avustralyalı araştırmacılar, gençlerin çoğunun, doğal ritmin gerektirdiğinden 2,5 saate kadar erken uyanmak zorunda kaldığını, sonuç olarak lisede bazı zorluklarla karşılaştıklarını vurguladılar.
Araştırmacılar, okula gittikleri ve tatil yaptıkları dönemlerde 310 liseliyi inceledi. Tatilde gece 9 saatten fazla uyuyan bu gençlerin, liseye giderken 8 saatten az uyumak zorunda kaldıkları görüldü.
Daha önceki araştırmalar gençler için ideal gece uykusunun 9 saat olması gerektiğini göstermişti.
Gençlerin enerji eksikliği, öfkeli, üzüntülü olma, olumsuz davranışlarda bulunma gibi sıkıntılarının asıl nedeninin, vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlayan, vücudun uykuya ihtiyacı olduğunu bildiren, beyinde sadece 23:00-05:00 saatlerinde salgılanan melatonin hormonu olduğu, ergenlik döneminde bu hormonun daha geç saatlerde salgılandığı belirtildi.
Swineburne Teknoloji Üniversitesi’nden Suzanne Warner, her bireyin erken kalkma ya da geç yatma gibi kalıtımsal yatkınlığı olduğunu, ancak ergenlik dönemindeki hormon değişikliği nedeniyle gençlerin daha geç yatmaya, mümkün olduğu takdirdeyse geç kalkmaya başladığını söyledi.
Çevresel etkenlerin de uyku konusunda sorun yaratabileceğini belirten Warner, yapay ışığın, salgılanan melatoninin seviyesinde azalmaya neden olduğu, bilgisayarlarınsa gençlerin “uyuma ihtiyacını dinlemesini” engellediğini ifade etti.
Warner, ebeveynlereyse gençlerin uyku sorununun üstesinden biraz olsun gelebilmeleri için yatma zamanından bir saat önce ışığı kısma, bilgisayar ve televizyonu kapatma tavsiyesinde bulundu.
'Lütfen karanlıkta yatın ve
Çocuklarınız uyurken ışığı kapatın...'
Unutmayın körlerde kanser olma oranı yok denecek kadardır...
arasında salgılanan bir hormondur.
Hormonun, temel görevi; vücudun biyolojik saatini koruyup, ritmini ayarlamak.
Jetlag denilen hadisenin sebebi de bu hormon.
Hormon diğer antioksidan tesirlerini de güçlendiriyor, kanserli hücrelere karsı koruma sağlıyor, üreme sistemiyle bağlantısından tutun da yorgunluk, isteksizlik gibi durumların nedenlerini de oluşturabiliyor.
Su anda bu hormon yaşlanmayı geciktirici etkisinden dolayı da
üzerinde önemle durulan bir hormon. İşin can alıcı noktalarından birisi
hormonun çocuklar üzerindeki tesiridir.
Avrupa da lösemili ve kanserli çocuk sayılarının artmasından ötürü yapılan araştırmalar sonucunda ailelerden istenen bir husus da çocukların
kesinlikle karanlık ortamlarda yatırılmaları.
Çünkü melatoninin güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor.
Ancak, bu hormon ışığa duyarlı.
Deneylerde uyuyan kişinin hormon salgısı izlenirken ışığın açıldığında hormonun azaldığı, karanlıkta yoğun olarak salgılandığı tespit edilmiş
Bilimsel bir gerçek.
Gençlerin gece erken uyumakta, okula gitmek için uyanmakta zorlanmasının nedeninin ergenlik dönemindeki hormon değişikliği...
Birçok gencin ergenlik döneminde “biyolojik saatinde” farklılıklar oluştuğunu belirten Avustralyalı araştırmacılar, gençlerin çoğunun, doğal ritmin gerektirdiğinden 2,5 saate kadar erken uyanmak zorunda kaldığını, sonuç olarak lisede bazı zorluklarla karşılaştıklarını vurguladılar.
Araştırmacılar, okula gittikleri ve tatil yaptıkları dönemlerde 310 liseliyi inceledi. Tatilde gece 9 saatten fazla uyuyan bu gençlerin, liseye giderken 8 saatten az uyumak zorunda kaldıkları görüldü.
Daha önceki araştırmalar gençler için ideal gece uykusunun 9 saat olması gerektiğini göstermişti.
Gençlerin enerji eksikliği, öfkeli, üzüntülü olma, olumsuz davranışlarda bulunma gibi sıkıntılarının asıl nedeninin, vücudun biyolojik saatini koruyup ritmini ayarlayan, vücudun uykuya ihtiyacı olduğunu bildiren, beyinde sadece 23:00-05:00 saatlerinde salgılanan melatonin hormonu olduğu, ergenlik döneminde bu hormonun daha geç saatlerde salgılandığı belirtildi.
Swineburne Teknoloji Üniversitesi’nden Suzanne Warner, her bireyin erken kalkma ya da geç yatma gibi kalıtımsal yatkınlığı olduğunu, ancak ergenlik dönemindeki hormon değişikliği nedeniyle gençlerin daha geç yatmaya, mümkün olduğu takdirdeyse geç kalkmaya başladığını söyledi.
Çevresel etkenlerin de uyku konusunda sorun yaratabileceğini belirten Warner, yapay ışığın, salgılanan melatoninin seviyesinde azalmaya neden olduğu, bilgisayarlarınsa gençlerin “uyuma ihtiyacını dinlemesini” engellediğini ifade etti.
Warner, ebeveynlereyse gençlerin uyku sorununun üstesinden biraz olsun gelebilmeleri için yatma zamanından bir saat önce ışığı kısma, bilgisayar ve televizyonu kapatma tavsiyesinde bulundu.
'Lütfen karanlıkta yatın ve
Çocuklarınız uyurken ışığı kapatın...'
Unutmayın körlerde kanser olma oranı yok denecek kadardır...
......
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederim