Canlıların sahip olduğu özellikler ya genler sayesinde
aktarılır ya da çevre etkisiyle sonrada kazanılır. Canlıların sahip olduğu
özellikleri belirleyen DNA molekülü ve yapısı hakkında araştırmalar yapan bilim
dalına moleküler biyoloji denir. DNA’yı oluşturan ve canlıların sahip olduğu
özelliklerin aktarılmasını sağlayan genler, genlerin ve genleri oluşturan
nükleotidlerin dizilişleri hakkında araştırmalar yapan bilim dalına genetik
(gen) mühendisliği denir.
Günümüzde DNA
hakkında yapılan araştırmalar, DNA’nın yapısının anlaşılmasını ve genlerin
canlıdaki etkilerinin tespit edilmesi konusunda fayda sağlar. Genler üzerinde
yapılan çalışmalar, genetik mühendisliğinin temelini oluşturur.
Genetik mühendisliği
uygulamaları, insanlığın başta sağlık ve gıda olmak üzere birçok problemini
çözmek ümidiyle hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Birçok genetik mühendisi,
genlerle ilgili anormallikleri düzeltmek üzere çalışmalar yapmaktadır. Bu
sayede öncelikle üreme hücrelerindeki zararlı genlerin gelecek kuşağa
aktarılmasını önlemek amaçlanmaktadır.
9- Genetik
Mühendisliğinin Amacı ve Yapılan Çalışmalar:
Kalıtım (genetik)
alanında yapılan çalışmalar ve elde edilen bilgilere göre genetik
mühendisliğinin amacı ve yapılan çalışmalar şöyledir:
1- Canlıların
özürlerinin giderilmesini sağlamak.
2- İnsandan insana ya
da hayvandan insana doku ve organ naklinin yapılması.
• Domuza insan geni
nakledilerek domuzun insanlarınki ile aynı organlara sahip olması ve bu
organların insanlara nakledilmesi amaçlanmaktadır.
3- Canlıdan canlıya
veya hücreden hücreye gen naklinin yapılması ile ya da genlerde yapılan
değişiklikler sonucu yeni canlı türlerinin ve üstün özellikli canlıların elde
edilmesi.
4- Canlıların sahip
oldukları özelliklerin geliştirilmesini sağlamak.
• Daha verimli,
dayanıklı hayvan, bitki türlerinin ve ürünlerinin elde edilmesi.
• Sebze ve meyve
tohumlarının genleri oynanarak daha dayanıklı, daha verimli ve besin gücü daha
yüksek olan ve daha hızlı büyüyebilen bitkilerin yetiştirilmesi.
• Zararlı böceklere
karşı dirençli bitkiler elde edilmesi. Böylelikle tarımda kullanılan böcek
öldürücü ilaçlara gerek kalmamaktadır.
• Mikroplara ve
böceklere karşı dirençli olacak şekilde geliştirilmiş bitki çeşitlerinin
oluşturulması.
5- Canlıların
ömürlerinin uzatılmasını sağlamak.
• Sirke sineğinin
genleri değiştirilerek ömürleri uzatılabildi. Ömür uzunluğunu belirleyen
genlerin değiştirilmesiyle ömürlerin uzatılması amaçlanmakta).
6- Bedensel ve
kalıtsal hastalıklarının tedavi edilmesini sağlamak.
• İnsanlarda cüceliğe
sebep olan büyüme hormonunun eksikliğinin giderilmesi. Büyüme hormonu
eksikliğini gidermek için büyüme hormonunu sentezleyen gen, bir bakteriye
aktarılarak, bakterinin bu hormonu üretmesi sağlanabilmektedir.
• Kanser, AİDS,
şeker, yüksek–hiper–tansiyon, renk körlüğü, hemofili gibi. DNA’daki gen
dizilişinin bilinmesi ile bu hastalıkların ne zaman ortaya çıkacağı bilinebilir
ve hastalık genleri çıkarılarak canlı hastalıklardan kurtulabilir.
7- İnsanların
hastalıklardan korunmasının sağlanması.
• Antibiyotikler,
hormonlar gibi kimyasal maddelerin üretiminde kullanılmak üzere bazı bitkilerin
genetik yapısı değiştirilmektedir.
8- Alkolizm, madde
bağımlılığı, suça yatkınlık gibi sorunların, insanın genetik yapısının değiştirilmesi
ile ortadan kaldırılmaya çalışılması.
9- DNA parmak izinin
çıkartılmasını ve kullanılmasını sağlamak.
10- Genetik kopyalama
(klonlama) yapılmasını sağlamak.
11- Gen tedavisi
uygulamasının yapılmasını sağlamak.
12- Endüstri ve
tarımda, bitki ve hayvan ıslahının (iyileştirilmesinin) sağlanması.
13- Yapay döllenme
yapılması.
14- Vücut dışında
döllenme (tüp bebek) yapılması.
15- İnsan zekâsının
geliştirilmesi ve daha zeki nesillerin yetiştirilmesi.
16- Yeni çevrebilimle
ilgili enerji kaynaklarının elde edilmesi.
17- Çevre kirliliğine
yol açan maddelerin belirlenmesi ve yok edilmesi (çevrebilim ile ilgili).
18- Kimyasal ve
biyolojik silahlar ve savaşlara karşı konulması.
19- Canlı vücudu için
gerekli olan protein, vitamin ve hormonların ucuz, kolay ve fazla miktarda
üretilmesi.
20- İnsanın genetik
şifresinin çözümlenmesi.
NOT : 1- İlk genetik
mühendisliği uygulamaları bitkilerin direncini artırmak amacıyla
Yapılmıştır.
İlerleyen yıllarda DNA parmak izi, klonlama, gen tedavisi gibi çalışmalarla bu
alandaki araştırmalar devam etmiştir.
a) DNA Parmak İzi:
DNA’larda yer alan
bazların dizlimin, (belirli tekniklerle mürekkebe bastırılmış parmak izi gibi
bir) izinin çıkarılması işlemine DNA parmak izi denir.
b) Klonlama :
DNA’nın belirli bir
bölümünün, genellikle bir genin kopyasını oluşturmak için kullanılan yönteme
klonlama (kopyalama = gen klonlaması) denir.
Klonlamada, bir
canlıda bulunan ve canlıya ait önemli bir özelliği belirleyen (ürünü
sentezleyen) gen, o canlıdan alınıp taşıyıcı bir canlının DNA’sıyla
birleştirilerek başka bir hücreye aktarılır ve bu hücre çoğaltılır.
Genetik kopyalama
sayesinde bir canlıdan aynı kalıtsal özelliğe sahip yeni canlılar üretilebilir.
Gen klonlanması ilk
defa 1975 yılında Köhler ve Milstein tarafından yapılmıştır.
Gen kopyalaması
yoluyla DNA’nın tamamının taşınması yani canlının tamamen kopyalanması ilk defa
22 Şubat 1997 yılında İskoçya’nın Edinburgh kentinde bulunan Roslin
Enstitüsü’nde Dr.Wilmut tarafından yapılmıştır. Dr.Wilmut bu tarihte koyun
kopyalamayı başarmıştır. (Dolly Patron isimli şarkıcıdan ismini almıştır).
Kopyalama olayında üç
farklı koyun kullanılmıştır.
• 1. koyunun yumurta
hücresinin çekirdeği çıkartılmıştır.
• 2. koyunun vücut
hücresinin çekirdeği alınmış ve 1. koyunun yumurta hücresinin içine
yerleştirilmiş ve bu hücrenin çoğalması sağlanmıştır.
• Çoğaltılmış vücut
hücreleri (klonlar) 3. koyuna (taşıyıcı koyuna) verilmiştir.
• 3. koyunun rahminde
gelişen embriyo yavru koyunu (kuzuyu) doğurmuş ve bu kuzuya DOLLY adı
verilmiştir.
• Dolly, 2. koyunun yani çekirdeği (ve içindeki DNA’sı) alınan koyunun kopyasıdır. |
NOT: 1- Genetik
mühendisliğindeki çalışmalar bakteriler ve virüsler üzerinde yapılır.
Bakterilerin tek
hücreli olması, çekirdek zarlarının olmaması, DNA’sının üzerinde protein
bulunmaması, ucuz ve çabuk üreyebilmeleri nedeniyle deneylerde bakteriler
kullanılır. Virüslerin kullanılma nedeni ise hücre içerisine girip
çoğalabilmesidir. Gen kopyalaması yapılacağı zaman kopyalanacak gen önce virüs
DNA’sına eklenir ve virüs de bakteri hücresine verilir. Virüs bakteri hücresine
girince virüsün taşıdığı gen de bakteri DNA’sına girmiş olur. Bakteri hızla bölünüp
çoğalınca (10 saatte 1 milyar) bu gende çoğalmış olur. Buna gen klonlaması
(kopyalaması) denir. Böylece bu genin kontrol ettiği ürünü bakteriler üretir.
Diyabet (şeker) hastalarında bakterilerin ürettiği ensülin kullanılır.
Virüslerin insan hücrelerindeki kalıtsal hastalıkları tedavi etmesi
amaçlanıyor.
c) Gen Tedavisi:
Hastalara tedavi
edici genleri aktararak ya da zararlı olan genleri etkisiz hale getirerek
(kronik) sağlık problemlerinin çözülmesine gen tedavisi denir.
d) İnsan Genomu
Projesi:
İnsan DNA’sının
şifresinin çözülerek gen haritasının çıkarılması çalışmalarına genom projesi
denir.
Bu projede çıkarılan
gen haritası sayesinde şeker, kalp ve kanser hastalığının tedavisi yapılıp,
hastalıklar çok önceden teşhis edilip önlenebilecek ve insan yaşamının kalitesi
artarak uzayacak.
NOT: 1- Genom projesi
üzerinde 10 yıla yakın süredir üzerinde çalışan bilim adamları, insan
Genlerinin
biyokimyasal şifresinin çözülmesini sağladı.
2- 18 ülkenin destek
verdiği Human Genom Projesi, 1990 yılının Ekim ayında başladı. Projenin amacı
insanın gen haritasının, yani genetik şifresinin çözülmesini sağlamak ve gen
haritasını çıkarmaktı.
3- Gen Haritası
Nedir?
Her insanda
trilyonlarca hücre var. Hücre çekirdeğinde ise insanın fiziksel ve sağlık durumunu
belirleyen kromozomlar, kromozomlarda da DNA’lar var. Buna genetik şifre denir.
4- Gen Haritasının Ne
Kadarı Tamamlandı?
DNA’nın şimdiye kadar
% 99’u deşifre edildi. Ancak şimdiye kadar bunun sadece % 21,1’inin ne işe
yaradığı çözümlendi. % 65,7’si ise ham halde. Bu kısımda kalan DNA alt
ünitelerinin sıralanması ve tüm genlerin tamamen deşifre edilmesinin 2003
yılında tamamlanması bekleniyor.
Bu keşif nasıl
işimize yarayacak
10- Genetik
Mühendisliği Uygulamalarının Sakıncaları:
Genetik mühendislerinin
uygulamaları bazı problemleri de beraberinde getirmektedir.
• Ekosistemler zarar
görebilir.
– Genetik
mühendisliği çalışmaları sonucunda zararlı bir böceğe karşı direnç kazanmış
olarak üretilen bir bitkinin polenleri zararlı böceğe karşı direnç oluşturan
genleri taşır. Bu genleri taşıyan polenler de yakında büyüyen yabani bitkilere
ulaşabilir. Genin bu şekilde yayılımı böceklerin yabani bitkilerle beslenmesini
engelleyeceğinden ekosistem içindeki besin ağını bozabilir.
• Sosyal, sağlık ve
ahlaki açıdan olumsuz etkiler, vardır.
– Ahlaki yönden;
• Genetik
kodlarımızın anlaşılması, insan türünün insan eliyle şekillendirilmesi
olasılığını da güçlendiriyor. Biyologlar genomik biliminden yararlanarak yedek
parça listesi hazırlayabilirler, ana baba adayları doğmamış çocuklarını
'ısmarlayabilir', bilim adamları ellerindeki bilgilerle, istenilen karakterde,
vücut yapısında ve bilişsel yetenekte insanlar üretebilir.
• Çocuklarımızı ve
kendimizi değiştirmek kolaylaştıkça, değişiklik geçirmemiş olanları kabul etme
hoşgörüsünde de azalma görülebilir. Genetik testler yardımıyla zekâ
kusurlarının, şişmanlığın, kısa boyun (ve diğer istenmeyen özelliklerin)
önceden bilinmesi durumunda, toplumlar, anne ve babası tarafından kusurlarıyla
doğmasına izin verilen çocukları küçük görmeye başlayacaklar.
– Bazı hastalık
genlerinin başka hastalıklara karşı vücuda direnç sağladığı biliniyor. Örneğin,
orak hücre anemisi olarak bilinen bir anemi türü, sıtmaya karşı direnç
oluşturuyor. Bu durumda anemiyi yok etmek için genini ortadan kaldırmak, sıtma
salgınına yol açar.
– Genom projesinin
başlamasıyla sigorta ve insan kaynakları şirketlerinin genetik bilgileri
insanların aleyhine kullanacakları doğrultusunda kaygılar artmaktadır. Pek çok
insan, ölümcül bir hastalığın genini taşıdığı için sigorta şirketleri
tarafından sigorta kapsamından çıkartılabilir. Başka bir kişi, işvereni
tarafından aynı gerekçeyle işten atılabilir. (Şu anda ABD'nin otuz dokuz
eyaletinde genetik testlere dayanarak sigorta poliçesini düzenlemek; on beş
eyalette de genetik testlerden elde edilen sonuçlara göre işten çıkartmalar
yasaklandı. Ne var ki yasalardaki açıklardan yararlanan işveren ve
sigortacılar, genetik testleri gizliden gizliye incelemeyi sürdürüyor. 1999’da
yapılan bir araştırmaya göre ABD'de orta ve küçük ölçekli şirketlerin yüzde
otuzu terfi ve işten çıkartmalarda çalışanlarının genetik testlerinden
yararlanıyor).
– İnsanlar genlerinin
görevlerini öğrendikleri anda başlarına gelen tüm olumsuzlukların suçunu
genlerine yükleyecekler. İnsanlarda kadercilik olayı zayıflayacak. (Genler
günah keçisi görevini yüklenecek).
SORU: 1- Genetik
mühendisliği nedir?
2- Canlıların genetik
yapılarının değiştirilmesiyle raf ömrü uzun, zararlı böceklere dayanıklı
bitkiler üretilebilir mi?
3- Çizgi filmlerde
veya bilim kurgu filmlerinde görülen farklı karakterler bir gün gerçek olabilir
mi?
4- Genetik
mühendisleri ne tür çalışmalar yapar?
5- Genetik mühendisi
olsanız ne tür çalışmalar yapmak isterdiniz?
11- Biyoteknoloji ve
Biyoteknoloji Uygulamalarının Sağladığı Yararlar:
Biyolojinin
teknolojiye uygulanmasına biyoteknoloji denir. Biyoteknoloji uygulamaları
sağlıkta, çeşitli hastalıkların tedavisinde, gıda sanayinde, veterinerlikte
endüstri ve tıp alanlarında kullanılır. Bunun için biyoteknolojik yöntemlerle,
canlı hücreleri kullanarak çeşitli maddeler üretilir.
Biyoteknoloji
uygulamaları sayesinde;
1- Endoskopi
cihazıyla sindirim sistemi hastalıkları teşhis edilmiştir.
2- Plastik cerrahide
yapay kol ve bacak ile diz ve kalça eklemleri yapılmıştır.
3- Yapay böbrek ve
akciğer (diyaliz makinesi ve solunum cihazı) yapılmıştır.
4- Tahlil yapabilen
cihazlar yapılmıştır.
5- Şeker (diyabet)
hastalığının tedavisinde kullanılan ensülin hormonunun bakteriden üretilmiştir.
(Daha önce hayvanlardan elde ediliyordu. Zor ve pahalı olduğu için sınırlıydı.
Biyoteknoloji ile bakterilerden ensülin üretilmesi sağlanmıştır).
6- Hastalıkların
tedavisinde (enfeksiyonlara karşı) kullanılan aşı üretildi.
7- Besin değeri
yüksek sebze meyvelerin, süt verimi yüksek ineklerin, yumurta verimi yüksek
tavukların üretilmesi sağlandı.
8- DNA’daki genlerin
değiştirilmesi ve çıkartılması gerçekleştirildi. (Kalıtsal hastalıkların
tedavisi ve domuzdan organ nakli için).
9- Gıda sanayinde
meyve suyu, süt ürünleri, sirke, alkol, vitamin tabletlerinin üretilmesi
sağlandı.
10- Özel koşullara
dayanabilen ve vücudu koruyabilen elbiseler, araçlar üretildi. (Yangın,
astronot elbisesi).
11- Böcek ilacı,
deterjan, parfüm gibi kimyasal maddeler üretildi.
12- Kimyasal silahlar
yapıldı.
13- Kirli sularda
yaşayan bakteriler, kirli suyu temizleyebilen canlılar haline getirildi.
14- Herhangi bir
vitaminin herhangi bir organda üretilmesi sağlandı.
15- Kanser, AIDS gibi
birçok hastalığın tedavisi ve önlenmesinde kullanılacak genetik ürünlerin elde
edilmesi sağlandı.
16- Büyüme geriliğine
ya da bulaşıcı hastalıklara karşı proteinlerin üretilmesi sağlandı.
17- Hasar görmüş
beyin hücrelerinin ve omuriliğin onarılması sağlandı.
18- Vitamin
tabletleri, meyveli yoğurt üretimi yapıldı.
NOT: 1- İnsan
DNA’sında (bir hücredeki 46 kromozomda) 3 milyar baz çifti dizilmiştir.
2- İnsan DNA’sında
40.000–140.000 gen bulunduğu tahmin ediliyor.
3- Genetik kopyalama
yapılırken;
• DNA’daki
nükleotidler enzimler yardımıyla 50.000–200.000’li gruplara alınır.
• Ayrılan DNA
parçaları bakterilere yerleştirilir.
• Bakteriler
çoğalınca hepsi aynı DNA parçasını bulundurduğu için klonlar (embriyoya
karşılık) elde edilir.
• Baz (nükleotid)
dizilişi tamamlanınca klonlama da tamamlanır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederim