15 Aralık 2015 Salı

Şinasi Kimdir

Şinasi Kimdir? 

4438_sinasi
Avrupai Türk edebiyatının en tanınmış yazarlarından biri olan Şinasi, 1826 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Bolulu topçu yüzbaşı Mehmet Ağa’’dır. Asıl adının ‘İbrahim Şinasi’ olmasına rağmen Türk edebiyatından tek isim kullanmıştır. 
İlk tahsilini yaşadığı mahalle mektebinde tamamlayan Şinasi, daha sonra Tophane müşiriyetinde memurluk hayatına başladı. Bu işi sırasında, devrin kültür adamları ile tanışma fırsatı bularak kitabet bilgisi, kuvvetli bir dilin yanı sıra edebi bir kültür edindi. Memuriyet hayatında tanıştığı İbrahim Efendi denilen bir zatla tanışarak, şark ilimlerini öğrenerek edebiyat hayatında önemli gelişmeler elde etmeyi başardı. İbrahim efendiden aldığı bilgiler ile kısa zamanda düzgün manzumeler söylemeye başladı. Tophanede aldığı edebi kültürün yanında M.Chateauneuf isimli bir Fransız, Zatipten öğrendiği Fransızcası kendisine yeni yollar açmayı başardı. Çok genç yaşta iken Tophane Müşiri ve Abdülmecid Han'ın desteği ile 1849 yılında hem Fransızcasını ilerletme hem de iktisat tahsili yapabilmek için Paris'e gitti. Hem Fransızcasını ilerletti hem de tahsili adına önemli gelişmelere adım attı. Bu arada da ünlü Fransız şairi “Lamartine” ile dostluk kurarak hem meclislerine katılmayı başardı hem de edebi kültürüne bir yenisini ekleme fırsatı buldu. 
İyi bir iktisatçı olmak için gittiği Paris'ten, iyi bir edebiyatçı olarak 1854 yılında geri döndü. Paris'ten içinde büyük bir edebiyat aşkı ile geri dönen Şinasi’nin tek hevesi ve isteği, Türkiye'de ilk hususi ve özel gazeteyi çıkarmaktı. İçindeki istekle Agah efendiyi teşvik eden Şinasi, ilk başyazısı Mukaddime olan Tercüman-ı Ahval gazetesini 1860 yılında çıkarılmasına vesile oldu. Gazetenin çıkması ile Türk edebiyatının gelişmesine ve yayılmasına büyük katkısının olmasının yanı sıra, Türkiye'de Türk gazeteciliği ve Avrupai Türk edebiyatı başlamış oldu. 
4438_2 
Şinasi, yeni edebiyatın ilk tiyatro eseri olan “Şair Evlenmesini” 1860 yılında Tercüman-ı Ahvalde tefrika etti. Başlangıçta büyük heveslerle başladığı bu gazeteden 6 ay gibi kısa bir süre sonra işi bırakarak, 1862 yılında kendi gazetesi olan Tasvir-i Efkar adı altında yayınlamaya başattı. Şinasi, çıkardığı gazetesi ile etrafındaki gençlere Avrupai siyasi fikirlerin ve batı kültürünün propagandasını yapıyordu. Kısa bir süre sonra yaptığı propagandaların yanında başka birkaç sebep nedeni ile çıkardığı gazeteyi Namık Kemale bırakarak Paris'e kaçtı. Paris'e ikinci gidişinde Prens Fazıl Mustafa Paşa ettiği yardılar ile geçinmiştir. Paris'te ki boş vakitlerini, Büyük Türk Lügatını hazırlamakla geçirdiği söylenmektedir. Şinasi, 1871 yılında eşinden ayrılarak çocuğu ile yalnız yaşamanın verdiği acıya dayanamayarak 12 Eylül tarihinde vefat ettiği bilinmektedir. 
Şinasi, Türk edebiyatına Fransız tesirini başlatmış, önce manzum tercümelerde görülen etki daha sonra şiirlerde de kendini göstermiştir. Şinasi, Avrupa'dan aldığı kültürü, Türk gelenek, görenek ve kültürlerine empoze etmeye çalışmış, köklü bir değişim olmasa da sanatı kullanarak bu değişimin başlamasına sebep olmuştur. Paris dönüşünde Türkiye'de savunduğu fikir ve düşünceleri ile büyük tepki görerek, Yaptığı siyasi propagandalar ile Osmanlı devletinin yıkılışında mesuliyet sahibi olanlardan olmuştur. Şinasi'nin Eserleri: Tercüme-i Manzume, Müntahabat-ı Eş’ar, Şair Evlenmesi, Durub-ı emsai-i Osmaniye, Müntahabat-ı Tasvir-i Efkar I, II, III ve sayısız makaleleri… 
İbrahim Şinasi (1826-1871) 
İbrahim Şinasi 
İbrahim Şinasi (5 Ağustos 1826 – 13 Eylül 1871), İstanbul’da doğan Türk gazeteci, şair, tiyatro yazarı ve düşünürdür. Bu çok yönlü sanatçımız, parça parça gelen ve hedefleri sınırlı olan yenilikleri belirli bir yönde toplayarak hamleye en muhtaç olduğumuz şekilde topluma döndürmüştür. 
19. yüzyılda Türk edebiyatını etkileyen ve yönlendiren yazarlar arasında yer alan Şinasi Osmanlı toplumunun çağdaş uygarlığı yakalayarak gelişebileceğini, bununsa Batı örnek alınarak gerçekleşebileceğini savunan, Batılılaşma hareketinin öncülerinden biridir. Gazetelerde yazdığı makalelerle, Fransızcadan yaptığı şiir çevirileriyle, edebî ve toplumsal eleştirileriyle, yazdığı tiyatro yapıtlarıyla ve kullandığı yalın, halkın anlayabileceği arı dille edebiyatta Batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır. 
Hayatı 
İbrahim Şinasi, 5 Ağustos 1826’da İstanbul’da doğdu. Topçu yüzbaşısı olan babası Mehmet Ağa, 1829’da Osmanlı-Rus Savaşı sırasında vurularak şehit olunca, annesi onu yakınlarının desteğiyle büyüttü. Şinasi, ilköğretimini Mahalle Sıbyan Mektebi’nde ve Fevziye Okulu’nda tamamladıktan sonra Tophane Müşiriyeti Mektubî Kalemi’ne kâtip adayı olarak girdi. Burada görevli memurlardan İbrahim Efendi’den Arapça ve Farsça öğrendi. Aynı kalemde görevli eski adı Chateauneuf olan Reşat Bey’den Fransızca dersi aldı. Bu görevindeki çalışkanlığı ve başarısı nedeniyle, önce memurluk sonra hulefalık derecesine yükseltildi. 1849’da bilgisini artırması için devlet tarafından Paris’e gönderildi. Burada edebiyat ve dil konularındaki çalışmalarını sürdürdü. Oryantalist De Sacy Ailesi ile dostluk kurdu. Ernest Renan’la tanıştı, Lamartine’in toplantılarını izledi. Oryantalist Pavet de Courteille’e çalışmalarında yardım etti. Dilbilimci Littre ile tanıştı. 1851’de Societe Asiatique’e üye seçildi. Bu yaşamında edindiği izlenimler onun edebî ve düşünce yaşantısını da şekillendirmiştir. 
1854’te Paris dönüşünde bir süre Tophane Kalemi’nde çalıştı. Daha sonra Meclis-i Maarif Üyeliği’ne atandı. Encümen-i Daniş’te (ilimler akademisi) görev yaptı. Onu koruyan ve himaye eden Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın görevinden ayrılması üzerine üyelikten çıkarıldı. Reşit Paşa, 1857’de yeniden sadrazam olunca, Şinasi de eski görevine döndü. 
1860’ta Agâh Efendi ile birlikte Tercüman-ı Ahvâl gazetesini çıkardı. Devlet işlerini eleştirmesi ve Sultan Abdülaziz’e karşı girişilen eylemin düzenleyicilerinin yanında yer alması nedeniyle 1863’te Meclis-i Maarif’teki görevine son verildi. Gazeteyi Namık Kemal’e bırakarak, 1865’te Fransa’ya gitti. Orada sözlük çalışmalarına yöneldi. 
Societe Asiatique Üyeliği’nden ayrıldı… 1867’de İstanbul’a döndü. Kısa bir süre sonra yeniden Paris’e gitti. Burada kaldığı iki yıla yakın sürede, Fransa Milli Kütüphanesi’nde araştırmalar yaptı. 1869’da İstanbul’a dönünce bir matbaa açtı ve eserlerinin basımıyla uğraşmaya başladı. Kısa bir süre sonra da 13 Eylül 1871’de beyin tümöründen öldü. 
Şinasi, Batı, özellikle de Fransız kültürü etkisinde eserler verdi. Ülkenin, Batı örnek alınarak eğitim alanında uygulanacak radikal yöntemlerle gelişebileceğini savundu. Batı hatta Fransız aktarmacılığını tek çözüm gördü. Bu amaçla yazarlığında çok yönlü bir çaba içine girdi. Gazete çıkardı, makale, şiir ve oyun yazdı, sözlük çalışmaları yaptı. Tanzimat’la başlayan Batılılaşma hareketinin öncülerinden biri olarak dil, edebiyat ve düşünce hayatının değişmesinde etkili oldu. 
Düz yazılarında sade bir dil kullanmıştır. Dildeki yalınlaşma çabasını, edebiyat ve tiyatro alanlarındaki eserleriyle desteklemiştir. Batı şiirini tanıtma, yeni şiir biçimlerini edebiyata getirme amacıyla Fransız klasik şairlerinden tercümeler yapmıştır. 
Edebî Yaşamı 
Şinasi, Fransız şairlerinden manzum olarak yaptığı ilk ve basit tercümeleri, 1858’de Tercüme-i Manzume adıyla yayımladı. Bunlar, Batı şiiri hakkında Türk okuyucusuna ilk bilgiyi veren çok küçük denemelerdi. Şinasi, bu denemelerden önce şekil bakımından değilse de anlayış bakımından Divan şiirinden tamamıyla farklı denemeler yapmıştı. Sanatçı, daha sonraları birçok türde eser vererek kendisinden sonra gelecek olan genç sanatçılara da örnek olmayı amaçlamıştır. Şinasi her şeyden önce ilklerin sanatçısıdır. İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, ilk özel gazete onun eseridir. Edebiyatımızda ilk defa noktalama işaretlerini kullanan da odur. 
Kısaca özetleyecek olursak; 
Batı etkisindeki Türk edebiyatı ve Tanzimat Edebiyatının kurucularındandır. 
Batı edebiyatı yolunda eser veren ilk Türk sanatçısı ve Tanzimat Edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür. 
Klasisizm akımından etkilenmiştir. 
Ethem Pertev ile ilk şiir çevirilerini yapmışlardır. 
Türk şiirini söz oyunlarından kurtararak şiire konuşma dilini getirmiştir. 
Şiirde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullansa da nazım biçimlerinde bazı değişiklikler yapmıştır. 
Genellikle “didaktik” şiirler yazmıştır. 
Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır. 
Şiirde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir. 
Şiirin konusunu genişletmiştir. Akıl, medeniyet, hak, adalet, kanun gibi kavramları şiirde kullanan ilk şairdir. 
Gazete ve edebiyatı halkı eğitmede bir araç olarak görmüştür. 
Divan edebiyatı nesrini yıkmış, nesri (düz yazı) düşünceleri yaymada bir araç olarak görmüştür. 
Divan nesrinin uzun cümlelerini kısaltmış, mazmunların ve söz sanatlarının yerine düşünceyi getirmiştir. 
Düşüncelerini yalın ve açık bir anlatımla söylemeye, konuşma dilini yazı dili haline getirmeye çalışmıştır. 
Agâh Efendi ile birlikte 1860’ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. Türk basınının ilk başyazarı sayılır. 
Türk edebiyatında ilk makale örneği olan Mukaddime-i Tercüman-ı Ahval’i bu gazetenin ön sözü olarak yayımlamıştır. 
1862’de tek başına Tasvir-i Efkâr adlı gazeteyi çıkarmıştır. 
NOT: Şinasi, roman ve öykü alanında eser yazmamıştır. 
Şinasi’nin Türk Edebiyatına Getirdiği Yenilikler: 
Batılı anlamda ilk tiyatro eseri olan Şair Evlenmesi’ni yazdı. 
Noktalama işaretlerini kullanan ilk yazardır. 
Batılı anlamda ilk fabl örneklerini yazmıştır. 
İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. 
İlk makale olan Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi’ni yazmıştır. 
Atasözleri üzerine ilk incelemeyi yapmıştır. 
Şiire hak, adalet, eşitlik ve kanun gibi yeni kavramlar getirmiştir. 
Şiire ve şiir kitabına isim veren ilk sanatçıdır. 
Eserleri 
Tercüme-i Manzume (Çeviri şiirler) 
Şair Evlenmesi (Bir perdelik komedi, 1860. Türk edebiyatında yazılan ilk tiyatro eseridir, fakat oynanmamıştır.) 
Müntehebat-ı Eş’ar (Şiirler) 
Durub-ı Emsal-i Osmaniye (Atasözleri) 
Müntehebat-ı Tasvir-i Efkar (Seçme makaleler, 2 cilt) 
Tercümân-ı Ahvâl Mukaddimesi (Tanzimat edebiyatındaki ilk makale) 
İbrahim Şinasi Eser Özetleri 
Şair Evlenmesi: Edebiyatımızda ilk tiyatrodur. Tek perdelik bir komedya olan bu yapıtta yazar, görücü usulüyle evlenmeyi eleştirir. Bir töre komedyası özelliği taşıyan yapıt, görücü usulüyle evliliğin sakıncalarını anlatmaktadır. Batılı tutum ve davranışı, kılık ve kıyafetiyle pek sevilmeyen, eğitimli olmasına rağmen saf bir yapıya sahip olan Şair Müştak Bey, sevdiği Kumru Hanım’la kılavuz ve yenge hanımlar aracılığıyla evlenmiştir. Nikâh sonrasında kendisiyle evlendirilen kişinin Kumru Hanım’ın çirkin ve yaşlı ablası Sakine Hanım olduğunu görünce önce bayılır, sonra itiraz eder. Mahallelinin de işe karışmasıyla başına gelenleri kabul etme mecburiyetinde olan Müştak Bey’in imdadına arkadaşı Hikmet Bey yetişir. Hikmet Bey’in mahalle imamına verdiği rüşvetle olay çözülür, yapılan hile sonuçsuz kalır. 
Durub-u Emsal-i Osmaniye: Halk edebiyatına yönelik bir çalışma olan bu yapıtta atasözlerini toplamıştır. Türk edebiyatında atasözleri üzerine ve folklor ile ilgili ilk çalışmadır. 
Müntebahat-ı Eş’ar: Şiirlerinden yaptığı seçmeler bu yapıtında yer alır. 
Tercüme-i Manzume: Fransızcadan manzum olarak Türkçeye çevirdiği bazı şiirleri, asıllarıyla birlikte bu yapıtta toplamıştır. La Fontaine’den ve Lamartine’den çeviri şiirler yer alır. 
Müntehabat-ı Tasvir-i Efkâr: Ebuzziya Tevfik tarafından düzenlenen seçme makaleleri yer alır. 
Şinasi’den Nükteler  
Talihsiz Hırsız Kendisinin çok iyi bir şair olduğunu zanneden biri, Şinasi’nin yanına sık sık geliyor ve etrafına da hava atıyormuş. Bir gün Şinasi’ye: – “Sormayın efendim başıma gelenleri. Şiirlerimi size takdim etmek için topladığım altın yaldızlı defterimi çalmışlar!” diyerek üzüntüsünü beyan etmiş. Şinasi’nin cevabı espriliymiş. – Vah vah çok acıdım. Zavallı hırsız ne talihsiz adammış. Beyni Kabına Sığmıyor Şinasi'nin ömrünün sonlarına doğru başında bir ur belirmeye başlar. Bir ara dinlenmesi için Çamlıca’da bir konağa yerleştirilirse de burada fazla duramaz ve işinin başına döner. Bu arada başındaki ur da gittikçe büyümektedir. O yine aldırış etmez ve işi alaya vurur: – Anlaşılan beynim kabına sığmıyor da dışarı fırlamak istiyor. 
Şinasi Gazete Hakkında ;  Gazeteciliğe geçişi 1860'da Agâh Efendi ile birlikte Tercümân-ı Ahval gazetesini çıkarmayla başladı. O tarihe kadar ülkemizde sadece 11 Kasım 1831'de yayımlanmaya başlayan Takvim-i Vakkayi ve 1849 Ağustos'unda William Churchill adında bir yabancı tarafından yayımlanmaya başlanan Ceride-i Havadis adlı iki gazete yayınlanmaktaydı. Birincisi, devletin resmi gazetesiydi ve devletle ilgili haberlerle metinleri yayımlayan bugünkü Resmi Gazetenin ilk örneği sayılan bir organdı. Haftada bir yayımlanan bu gazete, düzensiz olarak, Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışına kadar 4608 sayı çıkmıştı. Ceride-i Havadis ise haftalık yayın yapan taraflı bir gazeteydi.   1860'larda azınlıklar tarafından çıkarılan daha 13 gazetenin bulunduğu bilinse de, o tarihte, Türklerin çıkardığı "Türkçe" bir gazete yoktu. Bir gazete çıkarmayı düşünen Şinasi, yazılı basını “yurttaşların söz ve yazı ile kendi yurtlarının yararına fikir yürütmeleri”ni sağlayan bir araç olarak görüyordu. Bunların üzerine Agâh Efendi ile 1860 Nisan ayında izin alınarak, 22 Ekim 1860 tarihinde Tercüman-ı Ahval adlı gazeteyi çıkardı. Ancak Şinasi, bu gazete 24 sayı çalıştıktan sonra ayrıldı. Daha sonra da kendi başına bir gazete çıkarmaya yönelise de, iznini 2 Temmuz 1861 tarihinde aldığı Tasvir-i Efkâr gazetesi 27 Haziran 1862'de yayımlanabildi. Haftada iki kez çıkan bu gazetenin sayfa düzeni değişmezdi; haberlerle yazıların özel yerleri vardı. İlk sayısına yazdığı önsöz niteliğindeki makalesinde gazetecilik anlayışını belirtmiş, bu gazete, okurlarca olumlu karşılanması üzerine Fuat Paşa, gazeteyi Abdülaziz'e de sunmuştu. Ancak gazetedeki yazılarında Sultan Abdülaziz'i ve devlet işlerini eleştirmesi üzerine 1863 yılında Meclis-i Maarif'teki görevine son verildi.   ESERLERİ   Tercüme-i Manzume Şair Evlenmesi Müntehabat-ı Eşhar (1862, Divan-ı Şinasi adıyla da bilinir, şiirlerinden seçmeler) Durub-u Emsal-i Osmaniye (1863, atasözleri derlemesi) Müntahabat-ı Tasvir-i Efkar (18623, 1885. Ebüzziya Tevfik tarafından düzenlenen seçme makaleler)  

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederim

İletişim araçları