1894-1906 yılları arasında, Fransız kamuoyunun ikiye bölünmesine neden olan, hukuka aykırı siyasal bir davadır. Fransız gizli haber alma servisinin; çift taraflı ajan olarak çalışan bir bayanın, Paris’teki Alman askeri ataşesinin kâğıt sepetinde yaptığı öne sürülen bir araştırmada, “Fransız Milli Savunmasına ait gizli belgelerle ilgili imzasız bir mektup bulunduğunu” açıklamasıyla başlamıştır. Bir Fransız binbaşı konuyu araştırmakla görevlendirilmiş ve emrine “el yazısı” uzmanı iki kişi görevlendirilmiştir. Bu uzmanlar mektuptaki el yazısının “Dreyfus”un el ürünü” olduğuna dair rapor vermişlerdir. Bu imzasız kâğıttaki yazının, el yazısına benzerliği iddiasıyla Fransız ordusunda subay olan Yüzbaşı Dreyfus casuslukla ve vatana ihanetle suçlandı. 1894’te Dreyfus’un rütbesi söküldü ve cezaevine konuldu. Genelkurmay Askeri Mahkemesi’nde yargılanan Dreyfus, kendisine gösterilmeyen belgelere dayanılarak ömür boyu hapisle cezalandırıldı ve bir adaya sürgüne gönderildi.
Ünlü Fransız yazarı Emile Zola, 1898 yılında Fransız Cumhurbaşkanı’na hitaben “Suçluyorum” başlığıyla yazdığı mektubu L’Aurore adlı gazetede yayımladı. Zola, kamuoyuna açık bu mektubunda, Dreyfus’u kanıt olmaksızın mahkûm ettiği için Genelkurmay Askeri Mahkemesi’ni ağır bir dille suçluyordu. Kamuoyunun baskısı sonucu Dreyfus’u suçlayan belge yeniden teşkil edilen bilirkişi heyetine gönderildi ve Dreyfus davasının esasını oluşturan, imzasız belgenin sahte olduğu ispatlandı. Bu sahte belgeyi düzenleyen Albay dayanamayıp intihar etti. Yargıtay davanın yeniden bakılmasına karar verdi. 1899’da Dreyfus, Harp Divanı’nca yeniden yargılandı. Bu kez hafifletici sebeplerle, ömür boyu hapis cezası 10 yıl hapse çevrildi. Kamuoyu baskısıyla kısa bir süre sonra serbest bırakıldı, ancak hâlâ suçlu sayılıyordu. Fransa devleti Dreyfus’ a “AF” önerdi. Dreyfus kabul etmedi. Mahkemede aklanmak istediğini söyledi. Aydınların baskısı devam etti. 1904’te Dreyfus davasının yeniden bakılması kararlaştırıldı ve 1906’da Fransız Yargıtayı tarafından Dreyfus’u mahkûm eden ilk karar iptal edildi. Dreyfus aklandı, bütün hakları iade edildi, yeniden orduya alınarak “Legion D’honneur” nişanı ile ödüllendirildi.
Bu davaya bakan ve Dreyfus’u haksız yere mahkûm eden mahkeme heyeti, sahte belgeyi düzenleyenler, taraflı bilirkişiler ve bilerek doğruyu söylemeyenler bütün dünyada lanetlendi.
ßen seninLe toprağa giderim diyenLeri Çok gördüm ..ßen öyLe diyenleri toprağa hep yalnız Gömdüm .. !” ஐ๑♥ ♥ ♥
16 Nisan 2013 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederim