Makale, temeli düşünce olan yazı türüdür. Makalede
konu sınırlaması yoktur. Bir düşünce, toplumsal bir olay, bilimsel bir gerçek,
söz sanatları, plastik sanatlar, makalenin konusu olur. Makaleler bir tezi
savunma yazılarıdır. Bu nedenle yapısı, ortaya atılan bir görüş ve bu görüşü
destekleyecek düşüncelerle örülür.
Makalenin ülkemizde tanınması, gazetenin yayınlanmasıyla
olmuştur. Makaleler köşe yazılarındandır. Gazetelerin ilk sayfalarındaki
makaleye başmakale denir. Gazetenin başmakalesi genellikle aynı yazar
tarafından yazılır. Gazetenin dünya görüşünü ve olaylara bakış açısını
belirler. Gazetenin okuyucu sayısı üzerinde de etkilidir. Kimi insanlar,
başyazar gazete değiştirdiğinde ya da beğendikleri makale yazarı artık eskisi
kadar etkili ve tutarlı yazmadığında gazetelerini değiştirirler. Bu yüzden
makale yazmak çok önemlidir. Makale yazarı, okuyucu ile bağını koparmamak
zorundadır.
Türk Edebiyatındaki Gelişimi
Makaleler günümüzde bilimsel makaleler ve gazete makaleleri
olmak üzere iki grupta toplanabilir. Fakat makalenin Türk edebiyatındaki
serüveni gazetenin yayın hayatımıza girmesiyle başlar. Türk edebiyatının ilk
gazetesi 1831 ‘de çıkarılan Takvîm-i Vekâyi’dir. Tamamen hükümet denetiminde
çıkarılan gazeteyi 1840′ta yarı resmî yan özel olarak çıkarılan Cerîde-i
Havadis izler. Şinasi’nin Agâh Efendi’yle birlikte 1860′ta çıkardığı Tercümân-ı
Ahvâl ise batılı anlamdaki ilk gazete kabul edilir.
Şinasi’nin 1862′te tek başına çıkardığı Tasvîr-i Efkâr
ikinci özel gazetedir. Şinasi, adı geçen gazeteler aracılığıyla “makale”nin
yazılı bir tür kapsamında temellerini atmıştır. Bu gazetelerde özellikle güncel
konular hakkında yayınlanan makaleler Türk edebiyatında türünün ilk örnekleri
kabul edilirler.
Türk edebiyatında ilk makaleyi, İbrahim Şinasî ilk sayısı 22 Ekim 18 60′ta
çıkan Tercümanı Ahval gazetesinde yayımlamıştır. Makalenin, Türk edebiyatına
ilk olarak gazeteyle girmesi tesadüfi değildir. Makale, Türk toplumunun düşünce
hayatına yeni bir bakış açısı getirmiştir. Olayları sorgulama, neden-sonuç
ilişkisi çerçevesinde değerlendirme, çözüm önerileri getirme, kanıtlara
dayandırma bu türün bünyesinde taşıdığı özeliklerdir.
Gazete ise halka ulaşmanın en yaygın araçlarından biridir.
Dolayısıyla Şinasi gazete aracılığıyla halka ulaşabilmiş, makaleler
aracılığıyla ise ele aldığı konuyu açık, anlaşılır bir şekilde ve her yönüyle
insanlara anlatma imkânı bulmuştur.
Makalenin belirleyici özellikleri nelerdir?
• Düşünsel plânla yazılır.
• Yazar anlattıklarının doğruluğuna güvenmeli,
anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtabilmelidir. Her anlattığı, önceki
anlattıklarıyla çelişmemelidir.
• İşlenen konu kendinden önceki söylenmişlerden,
yazılmışlardan ayrı olmalıdır.
• Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme,
karşılaştırma, tanık gösterme gibi nesnel verilerden yararlanmalıdır.
Makale yazılırken ele alınan düşünce kanıtlarla
desteklenmeli, yazar, her tür iddiasına kanıt göstermeli, ortaya atılan düşünce
her yönüyle değerlendirilmelidir. Makalenin kısa ve özlü olma gibi bir hedefi
yoktur. Bu sebeple düşünce ayrıntılı bir şekilde istenmelidir. Yazar, öne
sürdüğü kanıtlar aracılığıyla düşüncelerini savunmalı, tartışmalı ve buradan
bir sonuca varmalıdır.
Makalenin, nesnel bir bakış açısıyla ve resmî bir üslupla
kaleme alınması beklenir. İfade, açık ve anlaşılır olmalıdır.
Makale türünün Türk Edebiyatı’ndaki önemli temsilcileri
şunlardır: Namık Kemal, Ziya Paşa, Şemseddin Sami, Muallim Naci, Beşir Fuat,
Hüseyin Cahit, Fuat Köprülü, Ahmet Mithat, Süleyman Nazif, Ziya Gökalp, Yakup
Kadri Karaosmanoğlu, Refik Halit Karay, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Halit
Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi.
Giriş Bölümü: Öne sürülecek sav, görüş ya da düşünce yazının
girişinde sergilenir. Makalenin en kısa bölümüdür. Makalenin geneline göre bir
iki, paragrafı geçmez. İyi bir giriş makalenin oluşmasını sağlayabilir. Giriş
bölümünde, yazıdaki fikir gelişiminin hangi yönde olacağı saptanır. Okuyucu
bilgi ve fikir atmosferine yavaş yavaş sokulur.
Genellikle okuyucu ilk bakışta bu bölümü okur; sararsa,
ilgisini çekerse yazıyı sonuna değin okumaya karar verir. Bu yönden makalelerde
girişin çok ustaca ve özenle biçimlendirilmesi gerekir. Bu bölümde konu hiçbir
ayrıntıya girmeden ortaya konulur.. Bunun aşırı dolaylamalara kaçılmadan
yapılması gerekir. Neyin üzerinde durulacağı, ne hakkında söz söyleneceği bir
iki parağraf içinde ortaya konulmalıdır.
Gelişme bölümü: Gelişme bölümünde, giriş bölümünde dile
getirilen konu açıklanır, makalenin yazış amacı ve bu amaca yönelik bilgi,
belge ortaya konularak tez savunulur, antitezler çürütülür. Konu ile ilgili
bilgi ve belgelerin ele alınıp işlendiği, konunun genişletildiği ve ortaya
konmak istenen fikrin doğruluğuna deliller gösterildiği bölüm, gelişme bölümünü
oluşturur. Gelişme bölümü, derlenen, ortaya atılan fikirlerin çeşitli yönlerden
genişletilmesi, desteklenmesiyle meydana gelir. Bütün fikir yazılarında olduğu
gibi makalede de gelişme bölümünde açıklanacak fikirlerin derli toplu olması
lazımdır. Dile getirilen fikirlerin inandırıcı, iddiacı kesin bir karaktere
sahip olması için onları uygun yollarla açıklamak, desteklemek ve yerine göre
de ispatlamak gerekir.
Gelişme bölümü makale yazarının inandırıcı olabilmek için
tüm gücünü ortaya koyduğu alandır Bu bölümde ileri sürülen görüşlerin
doğruluğunu ispatlamak için kanıtlar gösterilir, karşılaştırmalar yapılır,
sayılar ve örnekler verilir. Öne sürülen sav, görüş ya da düşüncenin
açımlanması, kanıtlanması bölümü makalenin gövdesini oluşturur. Yazar bu
bölümde düşüncelerini açacak, geliştirecek, boyutlandıracaktır. Bunun için de
tanımlama, karşılaştırma, örneklendirme, tanıklama, nesnel verilerden
yararlanma gibi yollara sık sık başvuracaktır. Böylece okuyucuyu
söylediklerinin doğruluğuna ve geçerliğine inandırmış olacaktır
Sonuç Bölümü: Sonuç bölümü; bir bakıma özetleme bölümü
sayılabilir. Başta ileri sürülen, sonra açıklanan görüş, sonuç bölümünde
-genellikle- bir paragrafta yinelenir. Ama asıl işlev burada yazının etkisinin
doruğa ulaştırılmasıdır Ele alınıp işlenen, geliştirilen konunun hükme
varıldığı ve o konunun ana fikrini oluşturan kısım sonuç bölümüdür. Bu bölümde
yazar söylediklerinin tümünü belli bir sonuca ulaştıracak biçimde bir iki cümle
ile sonucu vurgular.
Genellikle makale yazarları seçtikleri konu üzerinde söylediklerini
bu bölümde bir yargıya dönüştürerek derleyip toparlarlar. Ancak bu bölüm her
zaman için gerekli olmayabilir, yazar söylediklerini makalenin gelişme
bölümünde iyice aydınlığa kavuşturmuşsa, konuyu dağıtmamışsa, yazısını, ayrıca
özetlemeyi amaçlayan bir sonuca bağlamayabilir.
Makalenin etkili olabilmesinde sadece bu planı uygulamak
yeterli değildir. Makaleye işlenen fikre uygun bir başlık atmak gerekir.
Makalelere genellikle kısa ve çarpıcı başlıklar konması gerekir. Makalede
okuyucunun asıl ilgisini çeken şey, makalenin başlangıç ve sonuç kısımlarıdır
Bunun için bu kısımlara anlamlı bir fıkra, çarpıcı bir diyalog veya bir
hatıranın yerleştirilmesi makalenin etkili olmasını sağlar.
Makale yazmak uzun bir araştırma ve bilgi toplama aşaması
gerektirir. Bu yüzden süre olarak sabır ister. Yazmaya başlamadan önce, makale
yazılacak konu ile ilgili olarak geniş bir araştırma yapmak, tüm kaynakları
taramak, bilgi fişleri oluşturmak gerekir.
Batıda çok eski örnekleri bulunan bu tür bizde ilk örneklerini
Tanzimat döneminde vermiştir. Şinasinin Agah Efendi ile birlikte çıkardığı ilk
özel gazete Tercüman-i Ahvalin ilk sayısında yayınlanan Mukaddime ( ön söz )
başlıklı yazı bizde ilk makale olarak kabul edilir. Ancak bu makale bugünkü
anlamda çağdaş makalenin tüm özelliklerine sahip değildir.
Gerek Tanzimat döneminde, gerekse Servet-i Fünun ve Fecr-i
Ati döneminde yazılan makaleler, eleştiri- polemik karışımı ürünler olduğundan
gerçek anlamda makale türünden uzaktırlar. Bu tür bizde ancak cumhuriyet döneminde
çağdaş bir kimlik kazanmıştır bu gün bir çok yazar ve bilim adamı çeşitli
konularda ve çeşitli dergi ve gazetelere bu türde yazılar yazmaktadır.
Sohbet ile Makale Arasındaki Farklar: Sohbet ile makale
arasındaki farkları üç madde etrafında toplamaktadır:
1 – Makalenin konuyu derinlemesine incelemesine karşılık,
sohbetlerde konu yüzeyden incelenir.
2 – Makalelerde işlenen fikir savunularak ispatlanır.
Sohbetlerde ise, ispat gayesi yoktur.
3 – Makalelerde daha ciddi ve sağlam ilim dili kullanıldığı
halde, sohbetlerde samimi bir konuşma dili kullanılır.
Makale ile Fıkra Arasındaki Farklar:
1 – Makale yazarı ele aldığı fikirleri bilimsel bir
yaklaşımla incelerken fıkra yazarı yazarı kişisel görüşle ele alıp inceler.
2 – Makalede yazar fikirlerini kanıtlamak zorundadır. Bunun
için sağlam güçlü kanıtlar göstermesi gerekir.
3 – Fıkrada ise böyle bir zorunluluk yoktur. Fıkra yazarı
isterse ispatlama yoluna gider isterse gitmez, her türlü örneği kul1anabilir.
4 – Makale bilimsel bir yazı olduğu için resmi ve ciddi bir
anlatım kul1anılır. Fıkrada ise samimi, rahat ve içten bir anlatım vardır.
Makale ile Deneme Arasındaki Fark
Denemeci özgürce seçtiği bir konu üzerinde kişisel
görüşlerini okurlarıyla dostça paylaşırken okuyucuyu düşündürme amacı taşır.
Yazınsal bir dil kullanarak toplumun geneline hitap eder.
Makaleci ise öğretmeyi, bilgilendirmeyi amaçladığı için
bilimsel belge, anket ve istatistikler gibi verilerle savını kanıtlama yoluna
gider. Bilimsel ve terimsel bir dil kullanarak konuyla doğrudan ilgisi olan
sınırlı bir okura seslenir.
Öğretici düzyazının bir türü olan makale, bir düşünür, bilim
adamı ya da araştırmacının seçtiği bir konuda kendi duygu ve düşüncelerini
delil, bilgi, bulgu, belge ve diğer kaynaklardan da yararlanarak açıkladığı ve
kesin yargılarla sonuca ulaştığı yazı türüdür.
Makaleler, içeriklerini belirleyen konularına göre birçok
türe ayrılır. Örneğin resim, müzik, tiyatro gibi sanat dallarını ele alan
makalelere sanat makalesi, ulusal ya da uluslararası politika konularını
irdeleyen yazılara politik makale, askerlikle ilgili bir konuyu işleyen yazıya
askerî makale, psikolojik konulara değinen yazılara psikolojik makale, bir
bilim dalıyla ilgili makalelere bilimsel makale, dinî konuları i şleyen
yazılara da dinî makale denir.
Makaleler genellikle gazetelerde, popüler ve bilimsel dergilerde
yayımlanır. Gazetelerin çoğunlukla ilk sayfasında yer alan ve o gazetenin genel
fikrî yapısını temsil eden yazılara başmakale, bu yazıyı yazan kişiye de
başyazar denir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Yorumlarınız İçin Teşekkür Ederim